13 Şubat 2011 Pazar

Yazmak isterdim...

Yazmak isterdim... Özdemir Asaf'ın cümlelerinde kaybolan ben yazmak isterdim... Bir Nazım daha gelir mi bu dünyaya bilinmez ama O'nun hissettiklerinin milyonda birini hissederek yazman isterdim... Can Yücel'in dünyasını yaşamak isterdim yazmak istediklerime kelimeler ararken... Biraz Tolstoy biraz Dostoyevski... Ama en çok da bu toprağın insanlarının kaleminden akan sözcüklerin takipçisi olmak isterdim... Seçim yap deseler geçmişe gitmek isterdim... Onların yaşadıkları topraklara uzunnnnn yolculuklar yapmak isterdim... Tevfik Fikret'in Aşiyan'ından İstanbul'u seyretmek; Yunus Emre'nin Anadolu'sunda gezinmek isterdim... Mevlana'nın her söylediğini düstur bellemek iserdim etrafımda dönen dünyayı değiştirmek için... Yazmak isterdim sayfalarca; ama elimde dolmakalemle.... Bilgisayarın tuşları olmadan parmaklarım nasır tutana kadar yazmaki sterdim... Beni anlayacak birileri karşıma çıkana kadar... Babaannem Fransızca notlar alırdı; 2.5 yaşındaymış daha tam Türkçe'yi öğrenmeden Rahibelerle okumaya başladığında... ya büyükbabam; O'nun yazısından birşeyler çıkarmak o kadar zordu ki; meğer Eski Türkçe yazarmış... Anneannemin el yazısını görmedim galiba... Ama hep bildim ki; 40larda üniversiteye gitme şansına erişen nadir kadınlardanmış; bir de okulunu bitirseymiş kim bilir neler olurmuş? Annemin babası; Paşa dedem hayatı boyunca yazdı durdu; saydı, sövdü... hem de direk; ne mevki bildi ne de büyüklük... Kaleminden akan her kelime anlayana tokat gibi çarptı... Anlamayan için zaten söyleyecek birşey yok... Bıraksınlar beni onları taklit edeyim... Kalemi güçlü olanı taklit etmek bundan daha güzel ne olabilir ki? Yazsam sabahlara kadar...

1 yorum:

  1. Yazmak İstiyorum:

    Yazmak
    Yazmak
    İstiyorum
    Durmadan
    Uyumadan
    Yemeden
    İçmeden
    Nefes bile
    Almadan
    Yazmak
    Yazmak
    İstiyorum
    Nedenlerini
    Bile bilmeden...

    Buda benden olsun ;)

    YanıtlaSil